Pozitif’in genelde avant-garde bir çizgisi var
📋”Cazı sevdiren üçlü” | 27 Ağustos 1995 | Cumhuriyet Kültür | Mefaret Aktaş
Pozitif’in genelde avant-garde bir çizgisi var. Kendi deyimleriyle “cazın köklerini alıp bir adım ileriye götüren, deneysel birtakım arayışlara giren” insanların müzikleriyle ilgileniyorlar. Sevdikleri müzisyenler arasından, planladıkları dönemde kimin turnesi varsa onu seçiyorlar.
Read More
Seçimlerinizin marjinal kalması, dolayısıyla dinleyiciyle buluşamamak gibi bir kaygınız olmuyor mu?
📋”Pozitif ile müzik üzerine bir doğaçlama…” | 1998 | Marie Claire | Melek Aksoy
Oluyor. Ben de bunu son zamanlarda düşündüm. Bunun üç şıkkı var, bazen bir etkinlik yapıyorsunuz bütün salon beğeniyor, siz beğenmiyorsunuz; ikincisi herkes beğeniyor siz de beğeniyorsunuz; diğeri ise az bir kitle beğeniyor ve siz de beğeniyorsunuz. Bu noktada belli bir tedirginlik duyuyor insan; “salonu şimdi terk edecekler, salonun ambiyansı bozulacak” diye… Sonra müzik o kadar kuvvetli oluyor ki, terk eden ediyor, ortalık sakinleşiyor, ben de rahatlıyorum.
Read More
Sizin için diyorlar ki; “Tamam dünya müziğini seviyorlar, yeniliklere de çok açıklar ama cazdan ne istiyorlar Allahaşkına?”
📋”Cepte 10 kuruşla devleri getirdiler“ | 16 Eylül 2000 | Hürriyet | Yeşim Çobankent
Dünya müziğiyle cazı birleştirememiş insanların yorumu bu. Caz bizim için her şeyin temelinde yatan müzik. Bizim plak şirketimizin mottosu bile bu sorunun cevabını veriyor, “Jazz is the ethnic music of this planet” yani caz bu gezegenin etnik müziğidir.
Read More