Felsefenizi biraz daha açıklar mısınız?
📋”Pozitif: Olumlu bir dünya için olumlu bir bakış açısı” | 1990 | Boğaziçi Dergisi | Ali Sönmez
Bizce müzik, insanlara olumlu enerji ve duygular verebilmek için önemli bir araç. […] Bizler barış ve sevgi dolu, olumlu bir dünyada yaşamak istiyoruz. İnsanların dünyaya bakış açılarını, perspektiflerini değiştirmek; kalıpları kırıp yeni görüşlere açık bir gençlik kitlesi yaratmak amacı güdüyoruz. Yeni ve değişik şeylerden zevk alabilmek biraz emek gerektirir. Edilgen, yalnızca verilenle yetinen bir gençlik yerine, araştıran ve sorgulayan bir kitle arzuluyoruz. Bu nitelikte kişiler, şüphesiz kendilerine empoze edilen ticari müziğin dışındaki örneklere de ilgi duyacaktır. Konser etkinliklerimizin yanısıra medyada da çalışmak arzusundayız. Dergilere, gazetelere yazılar yazmak, özel radyo ve TV istasyonları kurulduğu takdirde buralarda programlar hazırlamak ve belki de kaset veya disk yayınlamak uzun dönemde yapmak istediklerimiz arasında.
Read More
İnsanlar ideallerini gerçekleştirmek için ne yapmalı?
📋”Pozitif Titreşimler” | 1990 | Boom Müzik Dergisi | Nevzat Çalışkan
Hele o idealler artık varlığınızın hemen tek ortaya konuş şekli olduysa. Önce Amerika’ya gitmeli, orada mühendislik eğitimi görmeli, bu eğitimi alırken boş durmamalı ve üniversite radyosunda ‘siyah müzik’in peşine düşüp programlar yapmalısınız. Yine bunların yapılması, müzikevlerini, barları, sokakları dolaşıp özgün, otantik, kaliteli müzik üretenleri bulup dinlemenizi, onlara hayran olmanızı ve yaptıkları müzikten etkilenip ağlamanızı engellememeli. Tabii ki henüz yeterli ‘idealist’ kimliğinizi bulamadınız çünkü, henüz Sun Ra’nın piyanosunun başında, tuşlara sevgisini, neşesini anlatışını, John Gilmore, Marshall Allen’in saksafonlarındaki yakıcı nefeslerini, June Tyson’un bungunluğa isyan eden dansını, Greenwich Village Lush Life Jazz Club’ündeki mistik atmosferlerin iç titreten etkisini çekmediniz ciğerlerinize ve o günden sonra Sun Ra müziğine aşık olup, bu pek popüler olmayan (müziği ve duyguyu) ülkenizdeki müzikseverlere tanıştırmayıp, aşkınızdan onları da haberdar etmediniz. İstanbul Festivali Düzenleme Komitesi içinde bulunduğunuz halet-i ruhiyeyi anlamamış ve yaptığınız tüm yazışmalar sonuçsuz kalmış olabilir ama, yılmamalı, ‘onlar’ yapamazsa biz yaparız demeli, bu uğurda yurda dönüp bir ajans kurmalı ve organizatörlük yapmaya başlamalısınız. Bunların tümünü içtenlikle O.K.’liyor ve benim idealim senin idealini döver diyorsanız, adınızı Bob Marley’in bir plak çalışmasından alıp, ‘Pozitif ’ dahi koyabilirsiniz.
Read More
Gerçekten büyük bir potansiyel var İstanbul’da
📋“Müzik daima pozitif mesaj verir” | 1992 | Arredamento Dekorasyon | Murat Ertel-Ömer Madra (röp.), Cem Akkan (foto.)
Ama caz ortamı olmadığı için Türkiye’de Türk caz müziği yok; çünkü Türkiye’de cazı yapan insanların bunu icra edecekleri medya yok. Ne kaset var, ne televizyon, ne de kaset endüstrisi. Kulüp deseniz hiç yok. Bu insanlar da müziklerini sunabilsinler, bu ortam yok. Can Kozlu’yla biz konuştuk mesela, “ben burada çaldığım zaman” diyor, “kapasitemin sınırlarını dolaşmıyorum” diyor. “Sahneden indiğim zaman bir efor sarfetmiş gibi hissetmiyorum kendimi” diyor. Çünkü sonuç olarak fazla bir rekabet ortamı yok. Kendini aşmak için bir dürtü yok. Bu olmayınca da müzik bir yere gitmiyor tabii. İstanbul’un bir caz ruhu yok. Ruh olmayınca caz da bir yere gitmiyor. Biz gerçi festival yapıyoruz, konser yapıyoruz; ama yani belli bir kitleye ulaşıyoruz ve o kitle yavaş yavaş büyüyor; ama kitle de sanıyorum çoğunlukla izleyici, müzisyen değil. Bir de müzisyenler arasında hareket olması lazım. Bu hareketin olması için kulüpler olması lazım, kulüpler olması için izleyicinin kulüplere gitmesi lazım. Hepsi birbirine bağlı. Şu anda bu yok. Belki gelişebilir. İnşallah.
Read More
Amatör Ruh
📋”Pozitif ile müzik üzerine bir doğaçlama…” | 1998 | Marie Claire | Melek Aksoy
Amatör ruh ne demek? İnsanın bir işi severek, para karşılığı beklemeden, coşkuyla yapması demek. Biz, sevdiğimiz işi yapma gibi bir felsefeyle bu işi kurduk. Hem çalışalım, hem de sevdiğimiz işi yapalım istedik. Bu da biraz amatör ruha giriyor. Bunun ötesinde tüm etkinliklerde yine sevdiğimiz projelere imza atmayı yeğliyoruz.
Read More
Seçimlerinizin marjinal kalması, dolayısıyla dinleyiciyle buluşamamak gibi bir kaygınız olmuyor mu?
📋”Pozitif ile müzik üzerine bir doğaçlama…” | 1998 | Marie Claire | Melek Aksoy
Oluyor. Ben de bunu son zamanlarda düşündüm. Bunun üç şıkkı var, bazen bir etkinlik yapıyorsunuz bütün salon beğeniyor, siz beğenmiyorsunuz; ikincisi herkes beğeniyor siz de beğeniyorsunuz; diğeri ise az bir kitle beğeniyor ve siz de beğeniyorsunuz. Bu noktada belli bir tedirginlik duyuyor insan; “salonu şimdi terk edecekler, salonun ambiyansı bozulacak” diye… Sonra müzik o kadar kuvvetli oluyor ki, terk eden ediyor, ortalık sakinleşiyor, ben de rahatlıyorum.
Read More
Büyük bir potansiyel
📋”Türkiye’den dünyaya“ | 9 Nisan 1998 | Bahar | Suzan S. Sönmez
Biz, Pozitif’i ihtiyaçlardan yola çıkarak kurmuştuk. Doublemoon için de aynı şey geçerli oldu. Yıllarca Amerika’da müzikle iç içe yaşayıp, Türkiye’ye döndüğümde gençliğin beslenemediğini gördüm. Ve yurtdışından Türkiye’ye müzisyenler getirip festivaller düzenlemek amacıyla Pozitif’i kurduk. Şimdilerde ise bir plak şirketi kurmak elzem oldu. Çünkü, Pozitif çok başarılı oldu ve yıllarca Türkiye’ye dünyanın en ünlü caz müzisyenlerini getirdik. Elimizde bunların sadece bizde bulunan orijinal konser kayıtları var ve bunları değerlendiremiyoruz. Elimizde böyle bir imkan varken neden kullanmayalım diye düşündük.
Read More
Ne yapsanız iyi yapıyosunuz, fark ediliyorsunuz. Bu işin sırrı ne?
📋”Üst üste iki tuğla ve kapıya havalı bir ad koymakla para kazanılmaz” | 2005 | Referans Gazetesi | Müge Akgün
Birkaç sırrı var. İlki, üç ortağız ama üçümüz tek doğru adam ederiz. Hepimizin farklı bir kişiliği ve görüşü var. O üçü bir araya geldiğinde çok doğru kararlar verebilen, tek bir insan oluyor. İkincisi yaptığımız işi a) Severek yapıyoruz, b) Üçümüz de mühendis ya da bilgisayarcıyız, olaylara bilimsel yaklaşıyoruz. Hata yapmayı sevmiyoruz, sağlamcıyız. Risk almıyoruz. c) Allah’a şükür üçümüzün de yurtdışında okuma gezme gibi bir ayrıcalığı oldu, o anlamda vizyonumuzun açık olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de çok insan kısıtlı düşünüyor. İşleri yarım yapmayı yeğliyor. Türkiye’de bir işi doğru yapan her insanın başarılı olacağını düşünüyorum. Buradaki rekabet o kadar az ki. New York’ta sağlam bir yere gelmek için gerçekten yüzlerce insanla rekabet etmeniz ve onları aşmanız gerekir. Ama burada düzgün yapın yeter. d) “Tanrı her zaman arkamızda” diye düşünüyorum. Belki şirketin adı Pozitif, bu yüzden de pozitif düşüncenin yararına gerçekten inanıyoruz. İnandığımız için de oluyor.
Read More
'Doğayla müziği buluşturmak' diye bir laf dolaşıyor sizin etrafınızda, nedir kastedilen?
📋 Mart 2009 | Mert Emcan | Radikal
Pozitif’in ilk hedeflerinden biri buydu aslında, Türkiye’nin antik kentlerinde caz festivalleri yapmak, doğal güzelliklerini müzikle buluşturmak, turizmle eğlenceyi birleştirmek. İşimiz doğru enerjiyi yaratmak. Doğru enerjiyi sağlamak neye bağlı? Bir, müzik çok iyi bir enerji kaynağı ki bizim işimiz. İki ortam; nasıl bir yerde yaptığımız çok önemli. Üç, oraya katılan insan önemli bir enerji kaynağı. Bu üçü doğru bir şekilde dengelendiği zaman ortaya harika şeyler çıkıyor. Çok basit bir örnek vereyim, Kapadokya’da yapılacak bir festival mükemmel bir olay olur. Böyle bir proje başlamadı, şu anda sadece fantezi.
Read More
Şehbender Sokak No: 3
📋Babylon Kitap | 2009 | Mehmet Uluğ
1990 ve 98 yılları arasını şehirdeki pek çok yapıya hayranlıkla bakıp, “buradan ne güzel kulüp olur,“ diyerek geçirdik. Geçen süre içinde sayısız yer gezdik ve her gördüğümüz yüksek tavanlı, geniş mekan bizim kulübümüz oldu. Eski İstanbul’un tarihi, metruk yapılarından, Boğaz kenarındaki terk edilmiş fabrikalara, Beyoğlu’nun arka sokaklarından, Bomonti’deki stüdyolara…
Read More